Türkiye’nin en uzun soluklu gençlik festivali “gelecek peki nasıl?” mottosuyla düzenlenen 39. Genç Günler’de, Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde söyleşi konuğu Giray Altınok’tu. Moderatörlüğünü yönetmen Yiğit Sertdemir’in yaptığı söyleşi, moderatörün “kendisini biraz daha sizden önce tanıma şansım oldu. Henüz ünlü değildi. Zekâsı, yaratıcılığı, yeteneği, iyi niyeti, bu alana dair taşıdığı inanç hepimizin gönlünü çaldı. Hepimizin saygısını kazandı. Alkışlarınızla Giray Altınok geliyor” sözleriyle başladı.
Giray Altınok söyleşide sözlerine kendinden bahserek başladı. “Ben üniversite zamanında futbol oynuyordum. Denizli’de okudum ben, Pamukkale Üniversitesi sosyoloji. Orada futbol oynarken sakatlandım. Baktım oradan bir kariyerim olmayacak, kendime nasıl bir kariyer inşa ederim diye düşünüp tiyatro kulübüne girdim. Küçük piyesler yazmaya başladım. Tiyatroda yükseldik, oyunlar oynadık. Bunun bir meslek olacağını düşünüp okulu bitirmeden İstanbul’a geldim. Sosyolojiyi çok sevdim ama bölüm olarak bitirmekte zayıftım. O arada yazarlık tarafımı geliştirmeye çalıştım. Sonrasında birkaç filmle kariyer yolculuğum başladı. Asıl çıkışımız Prens’le oldu. Ondan önce tiyatroyla çok uzun yıllar uğraştım. Çocuk oyunlarıyla başladık. Sonra Yiğit hocayla da çalışmışlığımız vardır. Yiğit Sertdemir’in öyle böyle hayranı değilim. 4-5 senede alacağım bilgiyi takır takır o kadar hızlı yükledi ki o yüzden hocamın benim için çok büyük kıymeti vardır.”
Yiğit Sertdemir: “Tiyatro yapıyorsun şimdi.”
“Biz interaktif bir şey yapıyoruz. İçinde doğaçlama da olan, quiz-show da olan eğlenceli bir şey yapalım dedik. İyi oyun kovalamaya başladık. Sahneye de çıkmak istiyoruz. Tiyatro çok özlediğim bir şey. Hazır da vaktim var, ya yazacağım, ya da iyi bir oyun bulacağız.”
Söyleşi moderatörün “Gelecekteki bir serüven veya teknoloji senin yaratıcılığını tetikliyor mu?” sorusuyla devam etti.
“Teknolojiyi nasıl kullanabileceğimizi düşünür olduk. Kerem’le Londra’daki bir çatı katı sahnesi yazmak istersek orayı inşa ediyorlar. Londra’da sokakta yürümek istersek yürüyüş bandıyla bizi yürütüyorlar. Prens de bizi zehirledi tabi. Akan bir yol var, Prens. Ona odaklanıyoruz.”
“Gelecek dediğimiz şey sadece teknoloji değil. Yapay zeka, sadece üretim değil. İnsan. Sen nasıl görüyorsun geleceği?” sorusu üzerine Giray Altınok:
“Beni çok korkutmaya başladı. Ben yetişemediğimi hissediyorum. Ben 41 yaşındayım. Tiktok kullanıyorum. O kadar çok aynı şeyi görüyorum ki bu bir akım diyorum. Ben buradan kendi mizahımı yaratmaya çalışırken hemen eskidiğini fark ettim. Bu yüzden kendi mizahımı, kendi evrenimi yaratmaya karar verdim.”
Yiğit Sertdemir’in “Seni motive eden nedir bu süreçte?” sorusuyla söyleşi devam etti.
“Biraz annem oldu. Size sizden daha çok inanan bir insanın varlığı sizi çok tedirgin ediyor. Her olmuyor bu işler dediğimde annemin net bir konuşması vardır benimle. Şarj olup hadi bir şeyler daha yazayım deyip çalışmışlığım çoktur. 9 ay boyunca çalıştığımız bir iş vardı bir yapımcıyla. Adam aradı dedi ki “projeyi iptal ettik”. En karanlık anda Kemal’le oturup bir film yazalım dedik. “Tut sözünü” diye bir film yazdık.”
Söyleşi seyirci sorularıyla devam etti. Bir seyircinin:
“Tek kişilik gösteri furyası lokmacılık gibi mi oldu? Bir yerde bitecek mi, herkes kendi oyununu mu yapacak? sorusu üzerine:
“Benim tek kişilik, 15 dakikalık bir setim vardı. Benim için korkunç bir deneyimdi. Stand up komedi dünyanın en zor şeyi. Gülmezlerse ülke değiştirmem lazım. Ben onu bir daha atlatamam. 15 dakikalık şeye 1,5 ay çalıştım. Her aklına şaka gelen “gelin sahneye size bilet satacağım” derse o olmaz. Zenginlik üzerineydi o 15 dakikalık setim orada gidiyordu. Orada bir rol oynuyorsam sıkıntı yaşamam. Ama “bilet alın gelin” dersem ve gülmezlerse mahvolurum.”
Bir diğer seyircinin “son dönemde absürt komedi büyük bir çıkış yaptı. Siz bu türün geleceğini nasıl görüyorsunuz? sorusu üzerine:
“Tam absürt denemez bizimkine. Absürt soslu tarihi komedi. Ben bu ülkede hakikaten insanların yüzünü güldürebilmek için kaliteli bir şekilde özveriyle her bir şakayı yazan insanın elini ayağını öperim. Gülmeye çok ihtiyaç var artık. Gibi, Ayak İşleri, Mahsun J, hangisi varsa hepsini destekliyorum. Biz hepimiz aynı şeye hizmet ediyoruz. Bu işler başarılı oldukça özellikle dijital kanallar daha fazla bu işleri arar oldular.”
Seyircinin “Siz yapay zekanın sektörel olarak geleceğini nasıl görüyorsunuz?” sorusuna cevaben:
“Yapay zeka sektörümüzden uzak dur, diye bir şeyim yok. İyi filmler izlemek için teknolojiye ihtiyacımız var. Teknolojinin bu anlamda gelişimi insanların kurdukları hayalleri gerçekleştirmeye yol açma anlamında çok önemli. Sadece tanınmış insanların yüzlerini deepfake yöntemiyle, şimdi çok daha iyi yapılabiliyorlar. Sadece yüzlerini bir ajansa satıyorlar. Bu artık teknolojinin zehirlediği, ben artık sizsiz hallediyorum denilecek bir noktaya götürür. Oyunculuk anlamında teknoloji korkutan bir yere götürüyor. Bir süre sonra yüzlerin sahipleri korkunç paralar kazanabilir. Sen de o yüzü nakledilecek, oyunu oynayacak kişi olabilirsin.”
“Oyunculuk sektöründeki, bu işin başındakilere tavsiyeniz nedir?” sorusu üzerine:
“Çok çelik gibi bir sabrınızın olması gerekiyor. Uykusuz geceler, açlık, sefalet istiyor.”
“Sosyoloji bölümü okudunuz, bunun nasıl bir faydası oldu? Eşinizle birlikte oynuyorsunuz, bu nasıl bir his?”
“Eşim benim en yakın arkadaşım. Beraber çok gülebildiğimiz için tiyatro da yapsak tatile de gitsek aynı keyifte oluyor. Eşimle çalışmaktan dolayı çok mutluyum.”
Sosyolojide okuduğumuz kitaplar bana senaryo yazmamda çok yardımcı oldu. Mecburi okumam gereken kitaplar yolumu bulmamda çok yardım eden kitaplar haline geldi. Senaryo yazan biri sosyoloji okursa çok işine yarayacaktır onun.”
Son olarak bir seyircinin “yazma konusunda bana ne önerebilirsiniz?” sorusu üzerine Giray Altınok:
“Öncelikle hangi türde yazmak istediğine karar verirsen tiyatro, dizi vs. hepsi farklı formüllerle yazılmış senaryo metinleri. Her şeyi bir anda yazmaya çalışmaktansa çok okumak, senaryo yazma tekniklerini okumak her zaman faydalı olacaktır. Bir formüle uygun olarak yazmak seni uzmanlaştırır. Denemenin, anı yazmanın ayrı bir formülü var. Her şeyi aynı anda yazmak bence mümkün değil.”
Söyleşinin sonunda Giray Altınok’a plaket ve 110. yıl özel hediyesi takdim edildi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı